30 Ekim 2012 Salı

The Walking Dead


Hohohoyyttt gün yine dizi yazısı günü a dostlar,hem de yine fantastik bir diziyle karşınızda,sağınızda ve belki de solunuzdayım. 
Bu hafta The Walking Dead'i yazmak istedim,üstelik ben zombileri hiç sevmez idim. (Hala bayılmıyorum gerçi) Onları fantastik dünyanın ucubeleri,sivilceleri olarak görürdüm nedense. Sanırım sebebi şimdiye kadar doğru düzgün,kaliteli bir yapımla bize sunulamamış olmasıydı. The Walking Dead ise olayı bambaşka bir boyuta taşıdı resmen. 
Dizi zombi virüsü sonrası gelişen olayları anlatıyor. Bir polis şefimiz var; Rick Grimes (Andrew Lincoln), kendisi hastanelik oluyor ve gözünü bir açıyor ki etrafında kimsecikler yok,hatta sadece kendi etrafında da değil genel olarak etrafta kimsecikler yok derken eve kadar gidiyor. Tabi evde de kimse yok. Herkes ya zombiye dönmüş ya da canının peşine düşmüş, ne pahasına olursa olsun Rick'i ordan kurtarmalıyım diyen olmamış,adamı kaderine terk etmiş vicdansızlar. İşte sonra bu başka insanlarla karşılaşıyor sonra bakıyor her yer zombican dolu tabi bunlar marjinal ya zombi demiyorlar walker diyorlar. Rick zaten polis şefi olduğundan bir şekilde walkerlar tarafından yenilmeden oraya buraya bakınıyor umut ışığı için.Rick Grimes'ın karısı Lori Grimes'ı ise Prison Break dizisinden bildiğimiz Sarah Wayne Callies canlandırıyor. Böyle yine gözlerini boncuk boncuk açarak bakıyor etrafa. Az kaltak değil yalnız burada kendisi. Meğersem bu çocuğunu almış,kocasının en yakın arkadaşı Shane Walsh (Jon Bernthal) ile yapmadığı kalmamış bir de koloni kurmuş yuvarlanıp gidiyorlarmış (gerçek anlamda hem de). E bizim Rick de akıllı adam yani bir şekilde koloninin yerini buluyor ve ufak çaplı bir aile saadeti yaşanıyor.Tabi Shane de kız benim diye düşünürken ortaya çıkan Rick dolayısıyla biraz bir kuyruk acısı oluyor haliyle ve olay alpha erkeği kim olacağa dönüyor. Grupta öyle bir grup ki Zombilerle mi uğraşsınlar yoksa grubun içindeki hödüklerle,liderlik kavgalarıyla ve aşna fişnelerle mi uğraşsınlar. Nitekim hepsiyle uğraşıyorlar ve bir şekilde hayatta kalmayı başarıyorlar. Tabi arada ummadık insanların ölüşü,ısırılışı diziyi daha güzel ve heyecanlı yapıyor. Senaryo çok iyi gerçekten ve olayı sosyolojik olarak ele alırsak dünyanın çöküşü ve ilkel yaşamın insan üzerindeki etkileri de baya bir gerçekçi geldi bana,en azından çoğu zaman. Tabi tek hayatta kalan bunlar değil,yeni insanlarla da karşılaşıyorlar ve dolayısıyla yeni maceralara da atılıyorlar çünkü bir yere tam olarak yerleşemiyorlar. 
Zombilerden bahsedecek olursak,bence performansları cidden çok iyi. Sonuçta bu kadar çok figüranlı bir dizi için zombi bile olsa,ağır makyaj bile olsa oyunculuklar süper. Hatta bence onlar başroldekilerden daha iyi oynuyorlar. Makyajlar çok çok başarılı. Senaryo çok çok başarılı. Çekimler zaten çok başarılı.
Dizinin IMDB puanından da anlaşılabiliyor zaten dizinin ne kadar iyi olduğu ki 8.7 gibi bir puanı var. 
Eöööhh zombi dizisi ne yaaa,diye önyargı ile yaklaşmadan bir iki bölüm izlemenizi tavsiye ederim.
Karakterlerden bir kısmı:



Yukarıda yerim seni ben diyen bir abla var,makyajın kalitesi ve mükemmeliğin görüyorsunuz. 
Bir de 1.sezon trailerını paylaşayım (şu an dizi 3.sezonda):


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder