4 Ocak 2012 Çarşamba

Aradığımız kişiyi anlatan romanları okuyor,filmleri izliyor,müzikleri dinliyor,sonra da aramaya devam ediyoruz.
Dünya o kadar büyük ve kalabalık ki,insan önünden biri geçerken ötekini görmeye başlamış oluyor bile. Yaşadığımız şehir,çevremizdeki insanlar "elimizde bunlar var" diyerek bizi bir sürü insanla tanıştırıyorlar. Her tanıştığımız insanda aradıklarımızın bir kısmını buluyoruz,bazen çok çok az bir kısmını ama çoğunluğuna sahip olan insanı seçiyoruz arasından. Eve götürüyoruz,bir süre seviyoruz,oynuyoruz sonra sıkılıyoruz. Çünkü hepsine sahip değil ve belki de hepsine sahip biri yok. Ve belki de var ama biz hiç bir zaman ürünlerin hepsine göz atamıyoruz,yani "o" her neredeyse belki de bize o kadar uzak ki,bizim için hiç olmayacak. 
Dünya çok büyük ama henüz büyümemiş,hala çocuk gibi dönüp duruyor. Herkes ona,"otur,biraz soluklan" diye sesleniyor ama o kimseyi dinlemiyor. Yaramaz bir çocuk gibi,hayır daha çok şımarık bir çocuk gibi hep kendi istedikleri olsun istiyor. Bazen o kadar hızlı dönüyor ki,bir araya gelmeye çok yaklaşmış olan insanları ayrı ayrı yerlere savuruyor. Muhtemelen kendi mutlu değil ki bizi de mutlu olmaya layık görmüyor.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder